Haber

Uğur İbrahim Altay’dan dünya belediyelerine Gazze çağrısı: ‘Sesimizi yükseltmeyecek miyiz?’

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) Başkanı ve Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay, UCLG Dünya Asamblesi kapsamında düzenlenen Anayasa Komitesi toplantısında konuştu.

21 gündür devam eden İsrail-Filistin savaşı Başkan Altay’ın gündemindeydi.

Mazlumlara davette bulunan Altay, dünya belediyelerine seslendi.

“Sesimizi yükseltmeyecek miyiz?”

Önder Altay, 1947 haritasını göstererek konuşmasına devam etti ve şunları söyledi:

1949, 1967 ve bugünkü durum. Bu noktada yeşil alanlar Filistin halkının yaşadığı alanlardır, beyaz alanlar ise İsrail’in yerleşim adı altında işgal ettiği topraklardır. 2007’den beri insanların Gazze’ye girmesi veya çıkması yasak. Burada şunu açıkça söylemek istiyorum: Yüreğimiz acıyor, yüreğimiz kanıyor. Soykırıma uğrayan bir halkın daha duyarlı olması gerektiğini üzülerek görüyoruz ama onlar bunu soykırım yapma hakkı olarak görüyorlar. Gazze’de insanların 2007’den beri deniz ve kara ablukası altında olduğunu, hiçbir insan haklarına sahip olmadıklarını Gazze’de söylenen bir sözle açıklayabiliriz: ‘Gazze’de doğan Gazze’de ölür.’ Buna karşı çıkmayacak mıyız? Bu konuda sesimizi yükseltmeyecek miyiz?

“Cuma namazı için bile camiye girmelerine izin verilmiyor”

Başkan Altay şöyle devam etti:

İnsanların camilerde ibadet etme hakkını bile ihlal eden yönetimin ne yapmasını bekliyoruz? 65 yaş altı kişilerin arandıktan sonra cuma namazı için bile camiye girmelerine izin verilmeyen bir yerde Filistinlilerin ne yapmasını bekliyoruz? Filistinliler evlerine el koyarken, topraklarına yerleşirken ve artık kendi aralarında bile hiçbir yere gidemezken Filistinlilerin her gün ne yapmasını bekliyoruz? Batı Şeria’da, Ramallah’ta yaşıyorsanız Kudüs’e camiye ya da dua etmeye gelemezsiniz. Gazze’de dünyayla hiçbir bağlantınız yok ve İsrail yönetimi, 1967 Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Filistin’in başkenti Kudüs olan bir devlet olmasına her zaman karşı çıkıyor.

“Vicdanınızla hareket edin”

Salonda bulunan katılımcılardan gözlerini kapatıp Filistin’de yaşanan olayları düşünmelerini isteyen Önder Altay, şöyle konuştu: Tarafların ne İsrailli ne de Filistinli olduğunu hayal etmenizi istiyorum. Gözlerimizi kapatıyoruz ve iki toplum görüyoruz. Tecrit edilmiş, hiçbir insan hakkına erişimi olmayan insanların suyunu, elektriğini kesiyor, hastanelerini, okullarını bombalıyorsunuz. Sivil ayrımı yapmadan çocukları uçaklarla, toplarla adeta katlediyorsunuz. Buna karşı sesimizi yükseltmeyecek miyiz? Yarın bundan utanmayacak mıyız? Kimin öldüğü ya da öldürüldüğü önemli değil. Değerli olan insan olarak düşündüklerimizdir. İsrail yönetimi 19 gündür Gazze’ye su vermiyor. 19 gündür insani yardımların Gazze’ye ulaşması engelleniyor. Gazze’de binlerce çocuk ve annesi binlerce ton bombanın altında katlediliyor. Buna sessiz mi kalacağız? Lütfen vicdanınızla hareket edin. Yapılan hiçbir şey insanların toplu olarak cezalandırılmasını gerektirmez. İnsanlar ne yaparsa yapsın onları kapatamazsınız, izole edemezsiniz, sularını, elektriklerini kesemezsiniz, hastanelerini bombalayamazsınız. Çocukları öldüremezsiniz. Kimsenin buna hakkı yoktur. Lütfen size dayatılanlarla, medyanın size gösterdiğiyle değil, vicdanınızla hareket edin.”İfadelerini kullandı.

“Başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmalı”

Başkan Altay, UCLG olarak Filistin’deki kanın bir an önce durdurulması için davette bulunmaları gerektiğini vurguladı. “Bir an önce ateşkes sağlanmalı, bir an önce insani yardım koridoru açılmalıdır. Ortadoğu’da barış istiyorsak, İsrail’de yaşayan Yahudiler, İsrail’de yaşayan Hıristiyanlar ve Filistinli Müslümanlar savaşmadan yaşayacaksa, tek yol var. 1967 Birleşmiş Milletler kararları doğrultusunda başkenti Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması. Bu kadar baskı, bu kadar zulüm Ortadoğu’ya hiçbir zaman barış getirmeyecektir. Bunu İsrail-Filistin çatışması olarak değil, iki toplum arasındaki çatışma olarak düşünün. Kimse kimseden üstün değildir. Ölenler, ister Müslüman, ister Yahudi, ister Hıristiyan olsun, insanlar ve çocuklar oluyor. Bu nedenle öncelikle ateşkesin sağlanması için güçlü bir çağrı yapmamız gerekiyor. O zaman insani koridorun açılması için davet yapmamız gerekiyor. O halde başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulması çağrısında bulunmalıyız. İkinci Dünya Savaşı’nda yaşadıklarımızın borcunu çocukları öldürerek ödeyemeyiz ve o dönemde Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’nda gelen Yahudilere kucak açmıştı. “Yahudilerin yaşadığı, antisemitizmin olmadığı ülkelerden birinin belediye başkanı olarak konuşuyorum.”açıklamayı yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu