Haber

Metin Lokumcu davası: ‘Emir veren’ dinlenmeyecek

TRABZON – AK Parti mitingi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingi sırasında polisin biber gazı sıkması sonucu hayatını kaybeden 55 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle ilgili 13 polisin yargılandığı dava Erdoğan’ın Artvin’deki başbakanlık dönemi 31 Mayıs 2011’de Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Toplamda 9’uncu ve 11’inci duruşma bugün görüldü.

Duruşmaya Lokumcu ailesi ve avukatlarının yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, HEDEP İstanbul Milletvekili Özgül Saki ile Trabzon Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu temsilcileri katıldı.

25 Mayıs’ta yapılan duruşmada olay tutanağını imzalayan polislerin ifadesi alındı ​​ancak duruşma tamamlanmadı. Kayıp polislerin duruşmasına bugünkü duruşmada devam edildi. Raporu imzalayan polis memurları, görev yaptıkları illerde SEGBİS sistemi üzerinden duruşmaya katılarak ifade verdi.

‘RAPORU GETİRDİM, İMZALADIM’

Olay sırasında Erzincan Çevik Kuvvet Timinde koruma polisi olarak görev yapan ve Hopa’da takviye ekip olarak görev yapan polislerden Abdullah Doğan, katıldığı duruşmada olaylar sırasında TOMA kullandığını ifade etti. SEGBİS sistemi üzerinden. Miting sırasında kaos yaşandığını öne süren Doğan, “Biber gazı müdahalesi yapıldığında meydanın karşısındaydım. Sahil yolunun deniz tarafında bir miting alanı vardı. İnsanlar miting alanına gidip olay çıkarmak istiyordu. Kaos. Müdahaleden önce çevik kuvvet polisi gazla müdahale konusunda uyardı. İnsanlar dinlemedi. Çünkü kullandığım araç gürültülüydü.” “Ben anonsu duymadım. Anlaşılan anonsu dinlememişler ve müdahale başlamış” dedi.
Olay yerinde polisin olay tutanağındaki bilgileri görüp görmediği sorusuna Doğan, “Rapor bize getirildi, imzaladım. Gördüğüm her şeyi aynen aktardım. Biz de oradaydık. Sahnede 2 TOMA vardı ama sadece bir TOMA görev yapıyordu. Mitingden sonra yolun sağından devam ettik.” “Miting otobüsünde yoğun taşlama vardı. Basınçlı suyla müdahale ettik. Hopa’da sadece olay günü ve olaydan sonraki bekleme gününde görev yaptım” dedi.

Olay sırasında Artvin Hopa İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polis memurlarından Murat Özpeker, görev yaptığı sırada panzer şoförü olduğunu söyledi. Protestoculardan uzak bir yerde görev yaptığını kaydeden Özpeker, “Panzer arızalı olduğu için gidip zil yaptık. Zaman zaman olaylara karıştık, bazen de olay yerindeydik. Gösteriler. Panzerin görüş alanı geniş değil. Karşı taraftan kimseyi tanımıyorum. Kalabalık taş atınca biz de su sıkmaya başladık. Kalabalık taş atınca “Dövmeye başlayınca ben de emri üzerine su sıktım. “dedi.

‘RAPORDA HER ŞEY YAZIYORUM GÖRMEDİM AMA İMZALADIM’

Tanık polislerden Halil Telli, olaylar sırasında gözaltına alınan kişilerin ulaşımından kendisinin sorumlu olduğunu söyledi. Olaylar yaşanırken aracın yanında beklediğini belirten Telli, “Müdahale oldu ama hangi aşamada başladığını bilmiyorum. Kaos çıkınca araçtan inip anlamaya çalıştık. Daha sonra gaz kullanıldı.Olay yolun karşı tarafındaydı, ben karşı taraftaydım.Olayda nöbetçi olduğum için tutanakta yazılanların tamamını görmemiş olsam da gördüğüm kısım şuydu. “Ben imzaladım” dedi.

‘OLAYLAR ÇEVİKLER’İN pankartı indirmek istemesiyle başladı’

Olaylarda Hopa İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Halil Çelik Kayımlar, SEGBİS sistemi üzerinden bağlandığı duruşmada, olay günü Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş’ın bölgede yanında bulunduğunu söyledi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi yapıldığı gün Hopa’da bir şantiyeye pankart asıldığını kaydeden Kayımlar, çevik kuvvet polisinin pankartı indirmek istediğini söyledi. Kayımlar, “Pankartı indirmek isteyince inşaat işçileri taş ve tuğla atmaya başladı. Daha sonra olaylar başladı. Polis de müdahale etti. Ben miting alanındaydım. Bu yüzden mitingin başlangıcını göremedim. Olay. Ama pankartı astıkları binadan tuğla attıklarını biliyorum. Raporu hatırlamıyorum, ben hazırlamadım. Bu raporla “Terörle mücadeleyle ilgileniyordu. Rapor imzaya geldi, ben de imzaladım, hatırlamıyorum” dedi.

Tanık polislerden Ahmet Morkoç ise olay günü panzerde görev başında olduğunu söyledi. Panzerin su püskürtme motorunun arızalanması nedeniyle görevi yerine getiremeyeceklerini iddia eden Morkoç, olaya karışmadığını ileri sürdü.

‘ÖNCE UYARI VERİLDİ, SONRA GAZ PÜSKÜRTÜLDÜ’

Olay sırasında Hopa İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak miting alanında görev yapan polislerden Turhan Şimşek, kavganın inşaat alanında başladığını söyledi. Olay yerine geldiğinde arbede gördüğünü, ardından polisin gazlı müdahaleye başladığını belirten Şimşek, “Polis göstericileri dağılmaları konusunda uyardı. Daha sonra gaz ve suyla müdahale oldu. Karşı taraf taş attı. Taşlama başladıktan sonra halkın dağılması için müdahalede bulunuldu.”

MAHKEME 1 ŞUBAT 2025’E ERTELENDİ

Duruşmaya katılamayan 2 polis dışında isimleri raporda yer alan dinlemeler tamamlandı. Tanıkların ardından söz alan Lokumcu’nun avukatları, görgü tanıklarının ifadelerinden olay günü ve olay yerinde tutanak tutulmadığının, polisin tutanağın tamamını bilmeden tutanak imzaladığının anlaşıldığını söyledi. . Avukatlar, geri kalan 2 tanığın dinlenmesinin davaya katkı sağlamamasını ve Metin Lokumcu’nun ölümüne neden olan biber gazı kullanımına ilişkin “emri ben verdim” diyen dönemin Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş’ın da duruşmaya katılmasını talep etti. ve dönemin Başbakanlık Savunma Bakanı Mehmet Yüksel’in dinlenmesi gerekiyor. Avukatlar da olayın dinlenmesini talep etti. Görüntüler için yer tespiti ve bilirkişi incelemesi talebini yineledi. Mahkeme heyeti avukatların tüm taleplerini reddederek duruşmayı 1 Şubat 2025’e erteledi.

AVUKAT EYÜBOĞLU: OLAY RAPORUNUN İNANÇLI OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI

Duruşmanın ardından Trabzon Adliyesi önünde açıklama yapan Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Meriç Eyüboğlu, bitmek bilmeyen bir yargılama süreciyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Son 3 duruşmada olay tutanağını imzalayan polislerin dinlendiğini, geri kalan 2 kişinin ise bir sonraki duruşmada dinleneceğini belirten Eyüboğlu, “Olay tutanağının inandırıcı olmadığı zaten tanık ifadeleriyle ortaya çıktı. gerçek olaylara dayanmaktadır. Mahkeme yine de gelmeyen 2 polis memurunun dinlenmesine karar verdi. Duruşma 1 Şubat 2024’te yapılacak.” “Sadece 2 kişinin dinleneceği kısa bir duruşma olacak. 1 Şubat’tan sonra neler olacağını hep birlikte göreceğiz. En az 2-3 duruşma daha Trabzon Adliyesi önünde buluşmaya devam edeceğiz” dedi.

Saki: DAVA NE KADAR SONRA BURADA OLACAĞIZ

Davayı takip eden HEDEP İstanbul Milletvekili Özgül Saki ise gerçeği arayışlarını sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi. Metin Lokumcu’nun eğitim emekçileri, çay üreticileri ve HES’lerde yarattığı yıkımı dile getirmek istediği için öldürüldüğünü belirten Saki, “Hakkın ve adaletin peşinde olan bizler her zaman dayanışma göstererek adaletin yerini bulmasını sağlamak için buradayız. Dava Trabzon’a gönderilse bile. Gazi 1995’te Katliam gerçekleştiğinde dayanışmayı engellemek için dava Trabzon’a gönderildi. Yargılama sürecini kasıtlı olarak çok uzun tutuyorlar. Bu dava devam ettiği sürece buradayız. Metin Lokumcu’nun ölümünden en alt düzeyden en üst düzeye kadar sorumluların yargı önünde hesap vermesini sağlamak için, ortak çabamızla buradayız, “Bu topraklarda adaleti ve hakikati bulacağız” dedi.

AVUKAT ÖZKAN: ‘EMRİ VERDİM’ DİYENİN DURUŞMADA DİNLENMESİ GEREKİR

Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Haktan Özkan da mahkemenin bir an önce karar vermesini istediklerini söyledi. Gerçek şu ki Metin Lokumcu’nun katillerinin bir an önce cezalandırılması gerektiğini belirten Özkan, “Sıfırdan hazırlanan rapora imza atan 26 kişiyi dinledik. Dönemin Kaymakamı ‘Emir verdim’ dedi. Bırakın versin” dedi. Duruşmaya gelin, burada söyleyin. Yanındaki polisten gazlı tüfeği alıp Hopa halkına doğrultan başbakan kendini savundu.” Müdür gelip dinlensin. O tüfeği kullanma eğitimini alıp almadığını öğrenelim. Bu ülkenin kolluk kuvvetleri, protesto hakkını kullananların başlarına gaz bombası atamaz, işkence yapamaz. Bu hakları lokum davasıyla garanti altına alacağız. Gerçeği arayışımızın amacı da budur. Artık gerçeğe ulaşmak istiyoruz. ” sözlerini kullandı.

NE OLDU?

Dönemin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri için 31 Mayıs’ta Artvin’in Hopa ilçesine gitti. Erdoğan’ın mitingi öncesinde Hopalılar ilçe meydanında toplanarak bölgede kurulan HES’lerle ilgili basın açıklaması yaptı. Miting için çevre illerden ilçeye gelen çevik kuvvet polisleri, basın toplantısına biber gazıyla müdahale etti. Polis müdahalesi sırasında kullanılan biber gazından etkilenen emekli öğretmen Metin Lokumcu, kaldırıldığı Hopa Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Lokumcu’nun ölümünün ardından ülkenin farklı kentlerinde protesto gösterileri düzenlendi, yüzlerce kişi gözaltına alınarak yargılandı. Dosya güvenlik nedeniyle Trabzon’a taşındı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu